29 Şubat 2012 Çarşamba

TOP 16'DA SON HAFTA ÖNCESİNDE

Artık Top16 aşamasının sonuna geldik. Sırada play-off turu, yani çeyrek final ve ardından Final-Four var. İstanbul'da düzenlenecek Final-Four organizasyonu için hala iki takımımızın şansı sürüyor. Anadolu Efes ise maalesef bu yıl için Euroleague defterini kapadı. Fenerbahçe Ülker ve Galatasaray Medical Park'ın Top8 aşamasına geçip geçemeyeceğini ise, bu hafta oynanacak maçlar belirleyecek. Son hafta oynanacak 8 maçın değerlendirmesine başlayalım:

Unics Kazan - Panathinaikos: Geçen hafta Fenerbahçe Ülker karşısında uzatmaya kalan maçı kaybeden Kazan, pek de iyi bir görüntü vermemişti. Takımda ilk hücum opsiyonlarından olmayan Greer ve Wilkinson'un çok çok ekstra performansları neredeyse 50 sayıyı bu ikiliden bulmalarını sağlamıştı. Bu hafta evlerinde lider Panathinaikos'u ağırlayacaklar. Deplasmanda rahat geçtikleri PAO'yu yenerlerse, gruptan lider çıkıp Maccabi Electra ile eşleşecekler. Yine evinde bir sürpriz yapıp, EA7 Milano'dan fark yiyen Panathinaikos'ta da hedef Kazan'ı deplasmanda yenip, liderliği korumak. Grupta ikinci sırayı alacak takımın Top8'de Regal Barcelona ile eşleşecek olması, iki takımı da liderlik için oynamaya sevk edecektir. İki takımda da eksik yok ve bu maçı çok önemsiyorlar. Panathinaikos'un en önemli iki silahı Diamantidis ve Batiste'in hafta sonu sadece 5 dakika oynamış olması, bu maça hazırlandıklarının bir kanıtı gibi. Kazan'ın hücum stratejisi biraz dış şut sokmaya endeksli gibi. İçeriden oynamak gerektiği anlarda, PAO uzunlarının direnciyle karşılaşacaklardır. Panathinaikos, konsantre olduğunda muazzam savunma yapan bir takım ve deplasmanda daha iyi oynadıklarını söylemek mümkün. Bence bu maçı Yunan ekibi kazanacaktır. Kolay bir maç olacağını söylemek imkansız. Muhtemelen düşük ve yakın skorlu bir maç olacaktır. PAO favori.

EA7 Milano - Fenerbahçe Ülker: Grupta iddiası kalmayan EA7'nin birkaç haftadır düzelme belirtileri gösterdiğini görmek mümkün. Fenerbahçe Ülker'de ise tek hedef galibiyet, yarıca Fenerbahçe'nin gruptan çıkabilmesi için, Kazan-Panathinaikos maçının deplasman ekibi tarafından kazanılması gerekiyor. Geçen hafta Drew Nicholas'ı gönderen Milano ekibinde herhangi bir eksik yok. Hairston da döndü ve takımına ciddi katkı verdi. Aslında kadro olarak Euroleague'in en iyi takımlarından biri olan EA7 Milano'nun bir türlü düzen oturtamaması, onları bütün sezon büyük sıkıntılar içine soktu. Bu düzensizliğin tamamen bittiği söylenemez, ayrıca takımın Euroleague'de bir hedefi de kalmadı. Onlar artık sadece İtalya Ligi'ni düşünüyor. Fenerbahçe Ülker'de ise Ömer Onan yine yok ve Jerrells da kadro dışı. Fenerbahçe Ülker'in, küçük de olsa bir çıkış içinde olduğunu söyleyebiliriz. Sezon başından beri sefilleri oynayan Vidmar ve Ukic'in form durumları son derece yükseldi ve takımda moral anlamında bir düzelme söz konusu. Grup aşamasının son maçında Bennet Cantu'yu yenerek liderliği elde ettiği İtalya'da yine tur vizesi arayacak Fenerbahçe. Bu maçta uzunlarının katkısına çok ihtiyacı olacak Fenerbahçe'nin. Bu pozisyonda rakibinden çok üstün. Bence bu maçı Fenerbahçe kazanacaktır. Kolay bir maç olmayacağı kesin, ancak hedefsiz bir rakip karşısında oynamak gayet olumlu bir faktör maç öncesinde. Skor yakın ve yüksek olur.

Zalgiris Kaunas - Bennet Cantu:  Grupta oynadığı tüm maçları kaybeden Zalgiris, artık iddiası kalmayan bir diğer ekip olan Cantu'yu ağırlıyor. Formalite mücadelesinde, ev sahibinde eksik yok. Bennet Cantu'da ise, takımın etkili silahlarından Vladimir Micov ve veteran Basile yok. Maç hakkında söylenecek çok şey yok, iki takım da çok asılmayacaktır. Ev sahibi avantajlı görünüyor. Bence Zalgiris ilk galibiyetini alır. Yüksek skor beklemek mümkün.

Barcelona Regal - Maccabi Electra: H Grubu'nu lider bitirmeyi garantileyen Barcelona ve 2. sırada çıkması kesinleşen Maccabi'nin mücadelesi. Maçın sıralamayı değiştirecek bir tarafı yok. Sadece prestij için, yüksek yoğunluklu antrenman maçı şeklinde geçecektir. Barcelona'da Chuck Eidson, Maccabi'de ise James uzun süre yoklar. Maçın favorisi Barcelona, amaçsız mücadelede çok ağır basıyorlar. Yüksek skorlu bir maç olur. Barça fark yapabilir.

Anadolu Efes - CSKA Moskova: E Grubu'nun lideri CSKA, sonunculuğu kesinleşen Efes deplasmanında. Tamamen bir formalite maçı olacaktır. Ufuk Sarıca'nın gidişinin ardından göreve gelen Zouros için ilk maç zor geçecek. CSKA ağır favori. Sinan Erdem'den şov yapıp giderler. Fark olabilir.

Olympiakos - Galatasaray MP: İki takım açısından da son derece önemli, hatta sezonun en önemli maçı. Galatasaray, 1 farkla kaybetse dahi, Top8'e yükselecek. Olympiakos için ise tek çıkış yolu galibiyet. En az 2 farkla kazanmaları gerek gruptan çıkmak için. Olympiakos'un içeride büyük bir seyirci baskısı kurduğunu söyleyemeyiz. Dengeli bir maç olacaktır. Tutku GS'deki tek eksik. Pire ekibinde ise Keselj, Printezis ve Vasilopoulos'un durumları belirsiz. Maç için tahmin yapmak imkansız. İki takım da çok denk ve inançlı galibiyet için. Şimdiye dek yaptığım tahminlerin en zorlarından biri olacak ama ev sahibi ufacık bir adım da olsa önde görünüyor. Tecrübeleri ve uzunlarının etkinliği bunda sebep. Dilerim aksi gerçekleşir ama yakın bir skorla Olympiakos galibiyeti mantıklı görünüyor. Skor yüksek olmaz.

Unicaja Malaga - Bizkaia Bilbao: F Grubu'nda oynadığı 5 maçı da kaybeden Malaga, gruptan çıkmak için mutlak galibiyet peşinde olan Bilbao karşısında. Aslında Bilbao'nun mutlaka kazanması gerekmiyor. Grubun diğer maçı olan Siena-Real Madrid maçından gelen sonuçlara göre, kaybetseler de Top8'e çıkabilirler. Ancak, ihtimalleri beklemektense, kazanıp garantilemek isteyeceklerdir. Bilbao rahat kazanır. Skoru yüksek bir maç bekleyebiliriz.

Montepaschi Siena - Real Madrid: Real Madrid için çok kritik bir maç. Elenme tehlikesini oldukça net biçimde yaşıyorlar. Eğer Bilbao kazanırsa, Real Madrid'in deplasmanda en az 22 sayı fark yapması gerekecek. Buna ihtimal vermiyorum. Bu maçı Siena yine profesyonelce ciddi biçimde oynayacaktır. Az farkla da olsa, Real Madrid galibiyeti olur diye düşünüyorum. Real Madrid'in bence tek umudu, Bilbao'nun Malaga'ya kaybetmesi. Skoru yüksek bir maç olması kuvvetle muhtemel.

22 Şubat 2012 Çarşamba

TOP 16'DA 5. HAFTA ÖNCESİ

Top16 turunda son iki haftaya giriyoruz. Üç takımımız için de Top8 şansı var ama henüz kolaylayan veya garantileyen bir takımımız bulunmuyor. İşleri oldukça zor. İşte sondan bir önceki haftada Euroleague Top16 turunda haftanın maçları ve görüşlerim:

CSKA Moskova - Olympiakos: 4. hafta mücadelesinde ilk mağlubiyetini alan CSKA, bu maçta kendini biraz daha zorlayacaktır. Galatasaray deplasmanında zorlanmayı onlar da bekliyordu ancak yenilginin pek hesapta olduğunu sanmıyorum. CSKA'da Victor Khryapa kesin yok, Olympiakos'ta ise Printezis, Keselj ve Vasilopoulos yok. Ancak, Acie Law iyileşti ve maça hazır durumda. Olympiakos'un giderek yükselen bir gidişatı olduğunu görüyoruz ancak CSKA karşısında hiç şansları yok. Yüksek skorlu bir maç olur. CSKA çok ağır favori.

Bizkaia Bilbao - Montepaschi Siena: Bir defa muhteşem bir maç olacağı kesin. Grupta 4 maçını da kazanan Siena, tecrübeli koçu Piangiani ve Kaukenas dışında eksiği bulunmayan güçlü kadrosuyla kendinden oldukça emin görünüyor. Bilbao'nun ise Top8 için mutlaka kazanması gerekli. 4. hafta mücadelesinde Real Madrid'i 24 sayı farkla dağıtan Bilbao, yine seyircisine güveniyor. Takımda eksik yok ve şutör guard Janis Blums da takıma katıldı. Siena için gevşeklik ve rahatlık gibi bir problem söz konusu değil, onlar her maçta tecrübeli ve iyi birer profesyonel olan oyuncularıyla aşağı yukarı aynı oyunu oynamaya çalışıyorlar. Burada Bilbao tempoyu yükseltmeye ve rakibi zorlamaya çalışan taraf olacaktır. Aaron Jackson ve Bo McCalebb gibi birbirine stil olarak çok benzeyen iki oyun kurucunun takımlarına ne verecekleri çok önemli. McCalebb, inanılmaz formda ve kolay demoralize olabilen Jackson'u bugün denize dökebilir. Ancak ben yine de Bilbao galibiyetine sürpriz gibi görünse de, daha fazla şans veriyorum. Bunu yapacak silahları var. Yüksek skor beklenebilecek bir maç olabilir.

Galatasaray MP - Anadolu Efes: Abdi İpekçi Spor Salonu'nda oynanacak, çok ama çok yüksek atmosferli ve önem arz eden bir mücadele. Galatasaray için rüya, Efes içinse kabus sürüyor. Olympiakos'un muhtemel mağlubiyeti dolayısıyla, iki takım için de tek hedef galibiyet. Efes kaybederse havlu atacak, Galatasaray kazansa da, kaybetse de işini Pire deplasmanına bırakacak. Galatasaray'da Tutku, Efes'te ise Ermal Kuqo sakat. Galatasaray'ın yine o bilindik, potaya giden, sert ve inatçı oyununu oynayacağı aşikar. Efes cephesinde ise, çemberi korumak adına büyük sıkıntılar var. Kelimenin tam anlamıyla bir dev olan Stanko Barac'ın yumuşaklığı ve dirençsizliği, Efes taraftarını çıldırtıyor. Orada Batista dışında sertliğe cevap verecek fazla da bir oyuncusu yok Efes'in. Ancak Savanovic'in ribaund özelliği ve hücumda dış şut kozuna da Galatasaray'ın cevap vermesi kolay görünmüyor. Boris Savovic burada dış şut müdafaasında kilit oyuncu olacaktır uzunlar içinde. Efes'in kozu ise dış adamları. Galatasaray'ın en tehlikeli iki silahı olan Jamon Gordon ve Jaka Lakovic'i kilitleyebilecek oyuncuları mevcut lacivert-beyazlı ekibin. Tarence Kinsey ve Sinan Güler son derece iyi savunmacılar ve onlara ek olarak Vujacic ve Cenk gibi de iki skoreri var. Ancak benim kilit oyuncum Lafayette. Kerem Tunçeri'ye alternatif olarak getirilen Oliver Lafayette, oyunda olduğu anlarda muhtemelen pota altını çok kullanamayacak ancak takımı oynatması ve uzak mesafeli şutlarıyla Efes'in kaderini belirleyecek. Her ne kadar Galatasaray çok açık favori de görünse, ben maçı Efes'in kazanacağını düşünenlerdenim. Zor ve düşük skorlu bir maç olacaktır. Şanslı olan taraf bence Efes.

Fenerbahçe Ülker - Unics Kazan: Fenerbahçe Ülker, son şansını kullanacak. Kazan deplasmanında inanılmaz bir şekilde verdiği maçın rövanşında, bu kez farkı da lehine çevirmek için sahaya çıkacak. En az 7 farkla kazanması gereken bu maçın ardından, yine Panathinaikos'un son hafta Kazan'ı deplasmanda yenmesini bekleyecek. Üstelik de EA7'yi İtalya'da yenmek şartıyla. Gereksiz optimizmin alemi yok, Fenerbahçe gerçekten çok kötü oynuyor ve sezon başından beri, biraz Bennet Cantu deplasmanı hariç, hiçbir maçta doğru dürüst bir basketbol izletmedi. Kazan da çok muazzam bir takım değil. Şutörlerinin gününde olmadığı günlerde, en zayıf rakibe bile maç kaybedebilecek bir takımlar. Fenerbahçe'de Ömer Onan kesin yok, Marko Tomas'ın durumu ise belirsiz. Kazan'da ise Samoylenko ve Lyday hastaydı ancak ikisinin de iyileştiği ve oynayabileceği söyleniyor. Maçın bir favorisi yok. Kesin olan bir şey varsa, o da sahada kötü bir basketbolun oynanacağı. Vidmar'ın son birkaç maçtır toparlanması ve Ukic'in zor anlarda garip şekilde fazlaca iyi oynayabilmesi beni maçın Fenerbahçe lehine sonuçlanacağını düşünmeye sevk ediyor. Uzunların maçı olmayacağı kesin ancak onlardan gelen ekstra skor, galibi belirler. Maç Fenerbahçe'ye yakın.

Maccabi Electra - Zalgiris Kaunas: 4 maçını da kaybeden Zalgiris, artık formalite maçları oynuyor. Maccabi ise, geçen hafta evinde Cantu'yu 15 sayıyla geçse de, son periyoda dek inanılmaz zorlandı. Grupta 4 maçını kazanan Regal Barcelona'nın ardından ikişer galibiyet ve mağlubiyetle Maccabi ve Bennet Cantu geliyor. Maccabi'nin mutlaka ama mutlaka kazanması gereken bir maç bu yüzden Zalgiris maçı. Maccabi'de Shawn James dışında bir eksik yok. Zalgiris'te ise, tecrübeli guard Popovic iyileşti ve maça hazır. Nokia Arena'dan çıkabilecek tek sonuç, Maccabi Electra galibiyeti. Açık farkla kazanırlar.

Real Madrid - Unicaja Malaga: Top16'nın hayal kırıklığı yaratan takımlarından birisi de Malaga. Onlardan bu zor gruptan lider çıkmasını beklemiyordum ancak bir iki galibiyet çalabileceklerini düşünmüştüm. Henüz olmadı, oynadıkları 4 maçı da kaybettiler. Siena grupta 4 galibiyetle lider ve peşinden Bilbao ve Real Madrid geliyor. Bilbao'nun ikili averajda Real Madrid'e karşı üstünlüğü var ayrıca. Hafta sonu Copa del Rey finalinde Barcelona'yı darmaduman eden Real Madrid'de Sergio Llull ve Jaycee Carroll çok formda. İki takımın da herhangi bir eksiği yok. Kısalarıyla çok ağır basan taraf Real Madrid. Bu maçı farklı kazanarak, son haftayı beklerler.

Bennet Cantu - Regal Barcelona: Haftanın hatta sezonun kilit maçlarından biri. Bennet Cantu'nun rüya sezonunun devam etmemesi için hiçbir sebep yok. Deplasmanda Barcelona ve Maccabi'ye nasıl kafa tuttuklarını gördük. Bu takımda müthiş bir düzen ve hırs var. Oyun kurucuda yaşadıkları sıkıntıyı da Doron Perkins ile telafi etmeyi planlıyorlar. Perkins, geçen sezon Maccabi'de forma giymiş ve revaçta olan tabirle, 'delici' bir oyun kurucu. Bu tür bir oyuncusu olmayan Cantu'ya büyük katkı verebilir Perkins. İlk maçına Barcelona karşısında çıkacak Perkins için sınav, son derece zorlu. Copa del Rey finalinde Velickovic'in sakatladığı Chuck Eidson, Barcelona'da forma giyemeyecek. Bu da Cantu için bir avantaj olabilir. İki takımda da başka bir eksiklik veya sakatlık yok. Maçı şöyle bir kafamda canlandırdığımda, içeri bolca gömülen bir Cantu savunması olacak diye düşünüyorum. Barcelona'da ise şutörlerin şutörü Navarro var. Lorbek'in de içeriden ekmek çıkaramayınca, dışarıdan şut kullanması olası. Bildiğiniz gibi, Cantu'yu sahasında yenebilen tek takım, hala Fenerbahçe Ülker. Rakip Barcelona da olsa, tüm güçleriyle maçı almaya çalışacaklardır. Cantu'nun hücumu biraz dış şut sokmaya dayalı gibi görünüyor. Micov dışında driplingle penetre eden fazla adamı yok. Belki Perkins de bu işi yapabilir ama diğer oyuncular şut atmaktan çekinmeyen isimler. Eidson'un yokluğunda, tahminimce Rabaseda ve Ingles daha fazla süre alır. Onların yapacağı savunma da maçın kaderini belirler. Ben ciddi ciddi Cantu'nun kazanacağını düşünüyorum. Yine düşük skorlu, bol itiş kakışlı, nefis bir maç olmaya aday.

Panathinaikos - EA7 Milano: Düzen ve düzensizliğin maçı. PAO kazanırsa, gruptan çıkmayı garantiliyor. EA7 ise, bu maçta son şansını deneyecek. Açıkçası, onların Kazan'ı yenmelerini sürpriz olarak karşılamıştım 4. hafta maçında. Scariolo'nun başını çektiği gariplikler takımından böyle bir başarıyı asla beklemiyordum. Maç öncesinde EA7, Drew Nicholas ile yollarını ayırdı. (Bir dedikodu olarak şunu ekleyeyim, Nicholas, Caja Laboral'e gidebilir.) Bunun dışında Malik Hairston ve Ioannis Bourousis forma giyebilecek. PAO'da ise, uzun süre sakat olan Steve Smith iyileşti ve takıma katıldı. Maç için söylenecek fazla bir şey yok. Panathinaikos çok ağır favori ve bu maçı çok farklı kazanırlar.

8 Şubat 2012 Çarşamba

TEK MAÇ İKİ VEDA

Uzun uzun yazmak isterdim ama sürekli kendimi tekrar ediyorum artık.  Ufuk Sarıca ve Engin Özerhun gururla sundu ve bu akşam evinde Olympiacos'a 67-65 kaybeden Efes hem kendisinin ipini çekti hem de Galatasaray'ın işini mucizeler ötesi bir hale soktu.

Ufuk Sarıca'nın diğer maçlardan farklı olarak bu akşam yaptığı ise üç sayı isabetine çok ihtiyaç duyulan anlarda Vujacic'i yanında oturtmaktı.  Geçmiş Efes maçı analizlerinde ne kadar hata varsa birebir sahada gördük, yazmaya  yetmiyor içim.  Eğer böyle devam edecekse bu düzen kulübün kapısına kilit vurup   Türk basketboluna katkı verebilirler.

TOP 16 4. HAFTA TAHMİNLERİ

Çarşamba günü maçları....


Anadolu Efes-Olympiacos:  Efes'in bu kez kazanmaya yakın olduğunu düşünüyorum.  Kaç fark olur sorusunun yanıtı hakkında fikir yürütmek bile zor, ama fazla bir fark olmaz maçta.  5-6 sayılık bir fark beklenebilir.


 Montepaschi Siena-Malaga: Ben 10-15 sayı arası bir farkla Siena galibiyeti bekliyorum ancak bu sistem takımı sakatlıklardan çok çekti bu yıl, bu yüzden oyuncu dinlendirebilme ihtimalleri var, fark açılırsa...


Bilbao Basket-Real Madrid: Hafta sonu ACB'deki maçta deplasmanda 3 sayı farkla Bilbao kazanmıştı.  Ben bir kez daha kazanmaya yakın olduklarını düşünüyorum.


Armani Milano-Unics:Unics deplasmanda kazanır, bu kez üst olur.

Perşembe günü maçları....


Zalgiris-Barcelona: Kazanmaya yakın taraf Barca ama  farkın beşten fazla olmasını beklemiyorum. Üst olur.

Galatasaray-CSKA Moskova: Favori tabiiki CSKA.. Bu maçı kazanacaklardır ama  dirençli bir Galatasaray izlersek maç sonu fark 8den az olur.

Maccabi Tel Aviv-Cantu: Geçen iki haftada son peryotta  alacağı maçları veren bir Maccabi tablosu ile karşı karşıyayız. Bu kez kazanırlar  hatta seyirci desteğini hissedebilirlerse 15 sayı civarı bir fark olur.

Panathinaikos-Fenerbahçe Ülker: .Panathinaikos kazanmaya yakın taraf. Alt seçeneği düşünülebilinir.

6 Şubat 2012 Pazartesi

ACB LIGA ENDESA'DA 19.HAFTA SONUÇLARI


Asefa Estudiantes | FC Barcelona Regal 65 | 80
UCAM Murcia | FIATC Mutua Joventut 76 | 54
Assignia Manresa | Baloncesto Fuenlabrada 80 | 59
Real Madrid | Gescrap Bizkaia 90 | 93
Lucentum Alicante | Banca Civica 86 | 82
Caja Laboral | Gran Canaria 2014 71 | 67
Unicaja | Blusens Monbus 54 | 69
Lagun Aro GBC | Blancos de Rueda Valladolid 71 | 62
CAI Zaragoza | Valencia Basket 71 | 63





Bu sonuçlarla birlikte Regal Barcelona Real Madrid mağlubiyeti ile kaptırdığı birincilik koltuğunu geri aldı.  Son haftaların formda takımı Bilbao Real Madrid deplasmanında aldığı galibiyetle 8. sıraya yükselip play-off mücadelesinde mesafe kaydetti.

Haftanın en değerli oyuncusu 19 sayı(8/11 2 sayı denemesi), 10 ribaund, 4 asist ve 4 top çalma ile Bilbao forması giyen D'or Fischer oldu.

Haftanın diğer önemli sıra değişimleri Unicaja Malaga'nın  mağlubiyeti ile  hem Caja Laboral'e  hem de Lucentum Alicante'ye geçilip 5. sıraya gerilemesi ve  Lucentum'a  yenilen Cajasol'un Lagun Aro'ya geçilerek 7.liğe gerilemesi şeklinde oldu.

Bu hafta itibari ile 3 Bask temsilcisinin ilk 8 içinde yer alması  İspanya'nın kuzeyinden  esen rüzgarın şiddetleneceğine bir işaret mi bekleyip göreceğiz.


























1 Şubat 2012 Çarşamba

BİREYSELLİK DE BİR YERE KADAR

 Olympiacos 83-65 Anadolu Efes


Bu yazıda takımdaki oyuncuları eleştirmeyeceğimi de baştan söyleyeyim..

Olympiacos  rüzgarı arkasına almış, henüz maçın başı olmasına rağmen farkı açmış koçun aklına mola almak  kendi oyuncusuna faul yapılınca  geliyor. Henüz maçın ilk dakikaları...
Dusko Savanovic gibi bir silah nasıl kullanılmaz sorusunun yanıtı sahada gizli.. Pota altında etkili olabilecek uzunların neden  bir şey üretemedikleri de sahada gizli..  Çünkü takımı yöneten kişi bu oyuncuları nasıl kullanacağını bilmiyor.  Big Sofo karşısına sizeli bir uzun denemeyi maçın son çeyreğinde aklına getirmiş bir koç için bunları çözdüğünü söylemek  zordur zaten.

Esteban Batista ve Stanko Barac sezon başındaki hazırlık maçlarında  kendilerine hayran bırakıyorlardı bizleri.  Esteban Batista'nın  Prkacinvari  dip çizgiden dönüşleri  ve esnekliği  hayranlık uyandırıyordu da  bu özelliklerin yavaş yavaş kaybolması  düşündürücü.  Hadi diyelim Batista tembellik yaptı da Barac'daki form düşüklüğü??? Bu iki oyuncu da geçen yıl Caja Laboral forması giydi. Oyunun temeli  pota altı organizasyonlara dayanır klasik CL organizasyonunda. Geçen yıl da öyleydi.. Diğer bir uzun oyuncu, Savanovic... Geçen yılın Euroleague'deki en iyi 10 oyuncusundan biriydi.  Euroelague yılın en iyi ikinci takımına seçildi.   Fenerbahçe Ülker karşısında da Efes karşısında da izledik bu oyuncuyu.  Bizim takımlarımızda olsa demeyen var mıydı acaba?

Bugün rakipte Sloukas isimli bir oyuncu vardı. Efes kadrosunda olsa süre almazdı.  Ama Efes'i yıkan isim oldu. Peki ya Efes benchi. Doğuş Balbay'ın süresi yok.  Neden???  Sinan Güler sadece 13 dakika oynamış.  Sezon başı  Kinsey ve Sinan aynı anda oynayınca rakip takımlar hücum yapmakta zorlanıyordu.   Lafayette'nin 25 dakika süre aldığı bir ortamda sezon başından beri kadroda olan oyuncular neden süre alamıyor?

Ufuk Sarıca dört aydır ön alanda baskı deniyor. Ama nedense Euroelague'de bunun bir kez dahi sonuç verdiği görülmedi.  Bunun uygulandığı takımlar 3-4 saniye sonra  savunmaya geçiyorlar, çünkü ya pota altında boş bir smaçla ya da  boş bir üç sayılık şutla bitiyor bu denemeler.  Rakip Olympiacos ise  bu yıl Euroleague'deki ilk maçlarından sonra   en kötü organizasyona sahip takımalardandı bugün ise iki hafta önce takıma katılmış oyuncular NBA'e özgü hareketler deniyorlar.

Daha yazacak çok şey var da neyse.. 

Maçın ilk çeyreği  Efes'in hücumdaki özel organizasyonlar yerine oyuncuların zekası temeline daynadığı ve savunmada  oyuncualrın  bireysel gayretlerine dayandığı için 20-12 ile  atlatıldı.  Aslında bu bir şanstı..   İkinci çeyrekte bireysel olarak Lafayette'nin katkıları ve Kerem'in asist çabaları ile 24-21 Efes üstünlüğü ile son bulurken skor da 41-36 oldu.  Üçüncü çeyrekte ise  12-17lik Efes üstünlüğü vardı ve skor 53-53 olmuştu. Skorları yazınca aslında Efes üstünmüş izlenimi oluşuyor ama bu dönemde zorlama şutlar ve  rakip konsantrasyonundan doğan boşluklarda bulunan sayılarla bir şeyler yapan Efes karşısında  pota altına kamp kurmasına rağmen sayı atmakta zorlanan bir Olympiacos vardı.  Son çeyreğe girerken ne kadar Murat Kosova ve İbrahim Kutluay gaz verse de sonucun pek iç açıcı olmayacağı belliydi.  Ivkovic gibi bir koçun  bu savunma yapamayan takım karşısında  iki çeyrek boyunca yararlanılamayan kolay  hücumlara çare bulacağı belliydi ki üçlükler olarak sahaya yansıdı.  Hani maç boyu Olympiacos kırılganb ir takım denildi ya  tamamen saçmalık. CSKA ve Galatasaray maçlarında kırılma anlarında dik durmuş bir takım nasıl kırılgan olabilir ki?   Kendi kadrosuna yakın  takımlarla oynadığı  her maçı tonlarca sayı yiyerek kapatan ve kırılma anlarında sahaya gömülen  Efes karşısında kırılma anında Olympiacos'un  saçmalamasını beklemek de saçmaydı.  Kırılma anı olan ilk üç sayılık isabet sonrası  kırılgan takımın kim olduğu da zaten ortaya çıktı.  Son çeyrekte  18 sayı fark yiyen bu takımı yöneten ve bu olaya müdahale etmek yerine  sürekli hangi oyuncuyu transfer etsek diye kara kara düşünen tüm idarecilere bravo. Ancak bu kadar  saçmalayabilirlerdi..

Ve bir özür... Ilievski'yi çok eleştirdik ama bu yönetimle bu kadar olacağı belliydi..

 Ayrıca Ufuk Sarıca'nın aldığı molalarda dikkatli bakılırsa İngilizce'ye çok hakim olduğu görülebilir..  O kadar hakim ki tüm molayı  önce oyuncu ismini söyleyip sonra da  oyun tahtasına bir şeyler çizerek geçiriyor.. Bu da  kenar yönetimi konusunda bir etkendir sanırım...






TOP 16 3. HAFTA (ÇARŞAMBA)

Euroleague'de Top 16 aşamasının üçüncü haftasındayız. Bu gece sadece 3 maç olacak. İşte maçların öncesinden analiz ve tahminlerim:

Olympiakos-Anadolu Efes: CSKA Moskova'nın birinciliğinin kesin gibi göründüğü grupta, diğer 3 takımın ikincilik için umudu var. Bildiğiniz gibi, grubun diğer takımı da Galatasaray MP. Geçen hafta deplasmanda kaybeden iki takımın mücadelesinde sakat oyuncu sorunu yok. Efes'in CSKA karşısında dağılacağını tahmin ediyordum ancak ilk yarı fena oynamadılar. İki dağınık takımın mücadelesi şeklinde geçecek bir maç olacaktır. Uzun rotasyonunda iki takım da sorunlu ancak Savanovic çok formda. Bence bu maçı Efes beklenmedik şekilde rahat kazanacaktır. Tek soru işareti Barac, ancak onun karşısında üstünlük sağlayacak bir Olympiakos uzunu göremiyorum.



Real Madrid-Bizkaia Bilbao: F Grubu'nda çok kritik bir maç. Geçen hafta Siena deplasmanında mağlup olan Madrid'in mutlaka kazanması gereken bir maç. Bilbao ise, Unicaja'yı beklenenden daha rahat geçti. Özellikle uzunları çok formda olan iki takımın maçı olacak. Real'in büyük kozu Mirotic iyi durumda, Bilbao'da ise şutör guard Janis Blums'un durumu belirsiz. Çok zor maç olacağını düşünüyorum. Ancak Real Madrid'in bir psikolojik üstünlüğü var Bilbao'ya karşı. Real Madrid kazanır ancak zor bir maç olur.



Unics Kazan-EA7 Milano: Şu anda oynanmakta olan maçı Unics Kazan rahat biçimde kazanacaktır.