20 Haziran 2013 Perşembe

ŞAMPİYON REAL

 En son 2006 yılında kupayı kaldıran Real Madrid baştan sona önde götürdüğü, sadece 31-32'lik skorla yenik duruma düştüğü  şampiyonluk mücadelesini 79-71 kazandı.  Sergio Rodriguez'in  kötü oyununa rağmen Barcelona cephesinden Ingles ve Jasikevicius isimlerinin dışında oyununu havasına giren olmayınca rahat bir galibiyet oldu Real Madrid için.

Real Madrid cephesinden bakarsak; Rudy Fernandez 15 sayı, Felipe Reyes 14 sayı ile oynarken  skor sorunu yaşanan anlarda  attığı 13 sayı ile  Madrid'i  taşıyan Darden(7 ribaund)  skor yükünü çektiler.  Carroll özelikle  Huertas ve   Brad Oleson'a karşı  müthiş bir savunma  yaptı, attığı 9 sayı da  kayda değer. Slaughter Tomic'in savunması esnasında kaptığı 4 topla ve özellikle  maçın sondan bir önceki hücumunda  takımına galibiyeti getiren top çalmasıyla  kendini  gösterdi.  Eksilere gelirsek; maçın ilk yarısının son anlarında direksiyona geçerek Real Madrid'i toparlayan Draper'ın kenarda unutulması ve hücumda    bir türlü  son 5 saniyeye girilmeden topla vedalaşamayan Sergio Rodriguez'i söylemek gerek.  Rodriguez bu şekilde oynamasa belki de Barcelona çok hazin bir sonla karşılaşabilirdi.

Barcelona cephesinde ise bugün konuşulması gereken oyuncu sayısı sadece 2 idi.. Biri maçın  kaybeden yıldızı Joe İngles(25 sayı,  6 rb), diğeri ise  Jasikevicius(23 sayı) Diğer oyunculardan Ante Tomic'in sertlik konusunda iki pota altında da büyük bir mücadele verdiğini belirtmek gerek. Ancak diğer oyuncular için yorum yapabilmek mümkün değildi.

19 Haziran 2013 Çarşamba

EUROBASKET 2013: KARADAĞ MİLLİ TAKIM KADROSU

Öncelikle wikipedia'nın Karadağ hakkında geçtiği birkaç bilgiyi paylaşmak istiyorum....

Yüzölçüm:13,812 km2

Nüfus: 625,266

Bu nüfus ile Karadağ Türkiye'de bir il olsaydı 33. sırada yer alacaktı nüfus sıralamasında.




Kadroya dönersek:



Taylor Rochestie: 1985 doğumlu oyun kurucu devşirme ismi takımın.  Amerikalı oyun kurucu  Galatasaray, Alba Berlin, Le Mans ve Saski Baskonia formaları giydi. Bu sezon  İtalya Ligi'nde son sırada yer alan Biella takımında oynadı.


Nikola Ivanovic:1994 doğumlu Buducnost' un oyun kurucusu.   Uzun süreler almasa da takımının Adriyatik ligi ve  Eurocup'da oynadığı mücadelelerde süre bulmuş kendisine.. Bazı maçlarda 20 dakikaya yaklaşıyor bu süreler.  Takımı Eurocup'da son sekize kaldı.


Nikola Pavlicevic: 1988 doğumlu oyun kurucu. Karadağ liginin finalinde  Buducnost'a 2-1 ile geçilen  KK Sutjeska'nın  oyun kurucusu. 


Suad Sehovic: Geçtiğimiz yılı  Ukrayna'nın Khimik takımının birinci oyun kurucusu olarak geçirmiş 1987 doğumlu oyun kurucu.


Bojan Bakic: İki numara oynayan 30 yaşındaki oyuncu   vasat takımlarla dolu bir kariyer yaşamış olsa da 2005 yılında Adriyatik Ligi şampiyonu Hemofarm kadrosundaymış.


Boris Bakic: 1 ve 2 numara oynayabilen 29 yaşındaki oyuncu  Partizan ve Kızılyıldız takımlarının  ardından  Adriyatik Liginin güçlü temsilcilerinden Radnicki forması giymiş. Bu sezonu da Adriyatik Ligini 7. sırada bitiren Üsküp takımında geçirmiş.


Vladimir Mihailovic: 23 yaşındaki oyun kurucu da  Buducnost'un parçalarından biri. Genelde 10 dakika civarı süre almış önemli maçlarda.


Aleksa Popovic: 2/3 numara oynayan 26 yaşındaki oyuncu da Buducnost forması giyiyor.  14 Eurocup maçında  27 dakika, 8 sayı ortalaması var.


 Sead Sehovic: 24 yaşındaki 3 numara Macar basketbol liginde forma giyiyor.  Adriyatik Liginde 30 dakikada 12 sayı ortalaması var.


Marko Popovic: 27 yaşındaki 2 numarayı ismen karıştırmak mümkün. Ancak bu oyuncu Buducnost dışında bir takımda oynamamış şu ana kadar. Oradan ayırabiliriz. 


 Vladimir Dasic: 25 yaşında 4 numara oynayan oyuncuyu bu yıl Beşiktaş kadrosunda da görmüştük. Geçmişinde Real Madrid ve Roma takımları da var. 


 Milko Bjelica: Saski Baskonia'dan tanıdığımız 29 yaşındaki oyuncu 4/5 oynayabiliyor.  Avrupa'nın değerli uzunlarından biri. Üç sayı çizgisinin gerisinden de etkili bir isim.


Nemanja Radovic: 23 yaşındaki  4/5 numara oynayabilen oyuncu geçen yılı Sırbistan'da geçirmiş. 28 dakikada 15.5 sayı 8/ ribaund ortalaması yapmış.


Marko Todorovic: Barcelona kadrosunda yer alan 21 yaşındaki  4/5 numara oynayabilen oyuncu bu yıl zaman zaman rotasyonda süre aldı. ACB final serisinde oynanan son maçta Real Madrid'e karşı 16 dakika oynadı. 



 Radosav Spasojevic: 21 yaşındaki oyuncu Avusturya'da forma giyiyor. 4/5 numara oynayabiliyor.


Nikola Pekovic: 27 yaşındaki  5 numara  NBA takip edenlerin yakından tanıdığı bir isim. Wolves forması giyiyor.


Nikola Vucevic: 22 yaşındaki  5 numara NBA takipçilerinin yakından tanıdığı diğer bir isim. Orlando Magic forması giyiyor.


Blagota Sekulic: 31 yaşındaki  5 numara  ACB takımlarından  CB Canarias'da oynuyor. Daha önce Real Madrid, Aris, Panathinaikos, PAOK, Partizan dahil üst seviye  Avrupa takımlarının formalarını terletmiş.


Bojan Dubljevic: 22 yaşında 4 numara oynuyor.  Gereklilik doğunca 5  numara da oynayabiliyor.  Valencia forması giyiyor. Bu sezon Eurocup'ın en fazla gelişim gösteren oyuncusu seçildi.


Milos Komatina : 29 yaşındaki oyuncu geçtiğimiz sezonu Bosna şampiyonu olan ve Adriyatik ligini 2. bitiren Igokea takımında geçirdi. 4/5 oynayabilen diğer bir Karadağlı.


 Filip Barovic: 23 yaşındaki  4/5 oynayabilen oyuncu  Macar Liginde top koşturan diğer bir   Karadağlı.


Aday kadroda elbette  elenenler olacak, ancak  Türkiye'de yer alsa ancak 33. olabilecek bir ülkeden 7 tane üst düzey pota altı oyuncusu çıkması hiç düşündürmüyor mu?

17 Haziran 2013 Pazartesi

HAKEMLER BEŞİNCİ MAÇI İSTEDİ

BARCELONA REGAL 73-62 REAL MADRİD

REAL MADRİD 2-2 BARCELONA REGAL


Son üç dakikasını  izleyebildim  bu maçın. Son dakikalarında  Real Madrid aleyhine yapılan iki  inanılmaz hata ile maç  Barcelona'ya döndü diyebiliriz.     Madrid   sayı attırmayan bir savunma yaptığı esnada  top kayıpları olarak Barcelona hanesine yazılacak  anlar  hakemler tarafından  düzeltilince  Madrid de çöktü.. Belirtmek gerek  net olarak Tomic'ten çıkan ve iki hakemin önünde olan pozisyon esnasında skor 63-61  Barcelona lehineydi.  Topun panyanın üzerine çarptığı pozisyonda da top Madrid yerine Barcelona'ya verildiğinde de skor 65-61 idi.

istatistikler için:

 http://www.acb.com/fichas/LACB57332.php

15 Haziran 2013 Cumartesi

LABORAL'İN KÖTÜ KUMARI: SERGİO SCARİOLO

Laboral Kutxa  önümüzdeki iki sezon için koçluğa Sergio Scariolo'yu getirdi.  Scariolo'nun geçmişinde 2 İspanya Ligi şampiyonluğu, bir adet İtalya Ligi şampiyonluğu mevcut. İspanya Milli Takımıyla da 2 adet  Avrupa Şampiyonluğu mevcut.

Scariolo 'nun 2006 sonrası kazandığı başarılarda İspanya milli takımı yazıyor ve o yazıların da haliyle pek bir anlamı olmuyor... Sonuçta bahsettiğimiz takım İspanya. Ve o İspanya'yı izleyenler için o takımın en kötü parçası koçuydu.

BC Khimki takımının sunduğu bütçe ve transferlere rağmen top 16 turu göremedi Euroleague'de.  Zaten bunun üzerine kovuldu.

Milano yeni yapılanmasında  önüne parayı serdi deyim yerindeyse. Ancak  iki yıl başarısızlık içinde geçti. En fazla para harcayan kulüplerden biri olmalarına rağmen bir kez  Top 16 turu görebildiler.  İtalya liginde de  durumları hiç iç açıcı değildi. Oynattığı basketbol ise  tam bir kaostu. Düzen  adına hiçbir şey yoktu, sadece oyuncu yeteneklerine kalmış bir şeydi.

Ancak Scariolo şanslı bir adam. Sonuçta iki sezon  Milano'nun başında kovulmadan kalabilmiş bir adam.

Üzüntü veren şey ise Laboral'in 15 bin  kişilik salonunda gelecek yıl   hakim olacak hüznün  düşüncesi.  Yazık olacak o kadroya.

BU SEFER 72 SAYI YETMEDİ

BARCELONA REGAL 72- 84 REAL MADRİD  

REAL MADRİD 2-1 BARCELONA REGAL


ACB final serisinde dün akşam yine heyecanlı bir maç izledik. Üç çeyrek boyunca  başabaş süren mücadele  son çeyrekte Real Madrid'i gösterse de son 1:30'a kadar  ortada giden bir maç izledik.

İlk çeyrekten itibaren dersine iyi çalışmış bir Real Madrid izledik.  Dış oyuncularına  yapılan savunma nedeniyle skor sorunu yaşadığını gören Laso bu maça Begic'in pota altı etkinliği ile başladı. Bu etkinlik Barcelona pota altına faul problemi olarak yansıdı ilk çeyrekte.  Faul problemi karşısında  hızlı davranan Pascual Lorbek ve Mavrokefalidis  hamleleri ile  faul problemini Real Madrid cephesine taşıdı. Ancak Pascual'in hesap etmediği,  faul problemi ile kenara gelen Mirotic'in yerine oyuna dahil olan Reyes'ti.

Reyes oyuna girmeden önce denge Barcelona lehine değişse de Reyes'in baskın oyunu   Barcelona'ya faul probleminin artışı ve Real Madrid'e ise kısa oyuncuların  birebir savunma ile  yıpratıldığı anlarda  skor olarak dezavantajlı duruma düşmeme olarak yansıdı. Barcelona Lorbek ve Todorovic hamlelerini denese de  Reyes'in iki tarafta da  oynadığı oyunu  geçemedi.  Bir ara ekranlara yansıyan  pota altı sayı  istatistiğinde Barcleona'nın yanında 16, Real Madrid'in  yanında 32 yazması da bunun bir göstergesiydi.  Barcelona cephesinde Wallace ve  Navarro sorumluluk alma gayretindeydiler. Zaman zaman bu isimlere Jasikevicius ve Oleson da katıldı.  Jasikevicius'un   sayı atsa da  üzerindeki baskı nedeniyle hatalı kararlar vermesi  Barcelona'nın istediği  oyun kurucu desteğini almasını  engelledi.  Sayı atmaktan ziyade  savunma yapmaya şartlanmış Madrid kısaları karşısında Navarro'nun   ilk çeyreğin ikinci yarısından  itibaren 2 çeyrek boyunca  suskun kalması ve   zorlama tercihlerde bulunması da  Barcelona'yı galibiyetten uzaklaştıran etkenlerdi.

Geçtiğimiz maç için  eleştirdiğim Laso ise bu maça nispeten iyi hazırlanmıştı.  Barcelona karşısında avantaj yakalamak için pota altı rotasyonuna darbe vurmak gerektiği çözmüştü.. 3 numaraların savunması karşısında   etkinliği azalan Rudy Fernandes, Jaycee Carroll ve  Sergio Llull üçlüsünü daha  fazla savunma tarafında tutup hücum tıkandığında  Tremmell Darden  hamlesini gecikmeden  yaptı.  Darden ise  maçın başında ve sonunda kısıtlı süreler almasına rağmen  kritik anlarda yaptığı skor ve ribaunt katkısı ile  beklenen karşılığı verdi.

Bu maçta serinin üç kayıp isminden biri olan Nikola Mirotic de  ortaya çıktı.  Yaşadığı faul problemi nedeniyle uzun süre kenarda oturan oyuncu son anlarda şutörlüğünü öne çıkardı ve takımının 12 sayı farkla maçı kazanmasını sağladı.

Maçın yıldızı: Felipe Reyes  tartışmasız maçın yıldızıydı.  İki pota altında da  hükümdarlığını ilan etti.  Maçı 20 sayı ile bitirse de istatistik hanesine bakıldığında yüksek yüzdeleri göze çarpsa da  benim için maçın yıldızı olmasındaki en büyük etkenlerden biri aldırdığı 7 fauldür. O 7 faul Madrid hücumlarının kolaylaşmasındaki en büyük faktör oldu maçın sonlarında.

Faul sayılarına değinmişken  Real Madrid oyuncuları 24 tane  faul aldırmış. Bu faullerin 12'sinde  Reyes ve Begic'in imzası var.

Maçın hayal kırıklığı:  Huertas bu konuda sanırım ilk sıraya yazılacak isim olur. Gittkçe azalan süresi  7 dakikanın da altına düştü.  Sada ve Jasikevicius'un ardından üçüncü sıradaydı rotasyonda.

Maçın sürprizi: Takımı skor sorunu yaşadığında oyuna girip  takımını rahatlatan Darden benim için sürprizdi. Bu yılın finallerdeki kayıp ismi Nikola Mirotic de sürpriz sayılabilecek bir katkı verdi bu maçta.

Ve ilginç bir istatistik de skor konusunda yaşandı. Barcelona  serisnin 3 maçında da 72 sayı attı.

İstatistiklere buradan ulaşmak mümkün.

12 Haziran 2013 Çarşamba

VALENCİA, BİLBAO VE LABORAL'DE HAREKETLİ GÜNLER

Bu sezonu   umdukları yerde bitiremeyen 2 takımla  şanssızlıklarla boğuşan  Bilbao  transfer döneminin ilk günlerindeki en hareketli kulüpler.

Valencia'dan başlarsak... Eurocup yarı finalinde şampiyon Kuban'a elenen takım Copa Del Rey de Baloncesto yani  Kral Kupası'nda da finalde şampiyon Barcelona'ya yenildi.   Normal sezonu 4. sırada bitiren takım play off çeyrek finalinde büyük bir sürpriz yaparak ilk maçta 38 sayı farkla yendiği  CAİ Zaragoza takımına 2-1 ile geçildi ve elendi.  Gelecek yılın hazırlıklarına  hemen başlayan kulüp  gözde oyuncuları ve takımın en önemli artısını oluşturan Dubljevic-Doellman ikilisiyle   sözleşme uzattı. Dubljevic Efes'in de gündemindeydi medyaya göre. Ayrıca  takımın önemli isimlerinden ve bu ay sözleşmesi bitecek olan  oyun kurucu Markovic ile  sözleşme uzatma konusunda görüşüyor. Kendisinden daha düşük ücrete imza atmasını istediklerini düşünürsek ve Markovic'in de rahatlıkla Euroleague takımlarına gidebileceğini düşünürsek   Valencia'nın fedakarlık yapması gerekiyor. Yeni transfer olarak şu ana kadar takıma katılan tek isim  Pablo Aguilar oldu. Aguilar geçtiğimiz yıl CAİ Zaragoza forması giymişti. 4 ve 5 numara oynayabiliyor, 3 sayı çizgisinin gerisinden de yüzde 35 ile şut atıyor.

Bilbao  da yeni döneme değişikliklerle girdi.  Eurocup'ı finalde kaybeden takım, çeyrek finalde Barcelona'ya sakatlık problemleri ile boğuştuğu seride 2-1 kaybetti.  Bu seri Katsikaris'in  Bilbao başındaki son maçları oldu. Rusya Milli takımının başına geçen koçun yerine yardımcısı Rafael Pueyo geçti. Takımın geçtiğimiz yıldan beri süregelen maddi sıkıntıları var. Ve yeni yapılanma nasıl olacak sorusu hala ortada duruyor.  Ancak takım düşük maliyetli oyuncularla kadrosunu takviye etmeye başladı. İlk transferler  son iki yılını Kızılyıldız'da geçiren Andreja Milutinovic(3 numara) ve Letonya'nın VEF Riga takımından transfer edilen Letonyalı oyun kurucu Dairis Bertans. Önümüzdeki günlerde daha hareketli günler bekleyebilir Bilbao'yu.

Herkesin tanıdığı adıyla Tau Ceramica, eski adıyla Caja Laboral, yeni adıyla Laboral Kutxa ve orjinal adıyla  Saski Baskonia da hareketli günler geçiriyor. ACB Play off çeyrek finalinde elenen takım koç Zan Tabak ile yollarını ayırdı.  Teklif gelmesi halinde Lampe, Nemanja Bjelica da ayrılacaklar. Omar Cook gelecek yıl kadroda düşünülmüyor.  Bu kadar ayrılığın ardından   takımın önemli oyuncularından Nocioni'nin  Arjantin'e dönmeden önce bir yıl daha Vitoria'da devam edeceğini belirtelim.

Önümüzdeki günlerde Joan Plaza önderliğinde Unicaja'nın da hareketli günler geçirebileceğini de eklemek lazım.

UZUNLAR DURDU, MADRİD DURDU, AVANTAJ BARCELONA'DA 71-72

Bu akşam ACB Play off serisinin finalinde ikinci perdeyi izledik  Palacio de Deportes'den.  Maçın ilk çeyreğinden itibaren savunmaların daha önde olduğu ve  Barcelona'nın daha fazla istediği bir maçtı.  Nikola Mirotic ve Carroll'un  gölgelerde saklandığı bir gecede   Reyes ile oyuna tutunda Real Madrid. Hatta Reyes'in etkili oyunuyla  çift haneli farklar da yakaladı.  Ancak Navarro'nun  şutlarına Wallace ile Oleson da eşlik edince ve Real Madrid rakip  pota altını Reyes'e bırakıp üç sayı çizgisinin gerisine çekilince farkın erimesi için  3 dakika yeterli oldu her seferinde. 

İyi takım olmak ayrı bir mesele, finalleri oynayabilmek ayrı bir mesele. Real Madrid iyi bir takım, ama geçen sezon finali, bu sezon Kral Kupası çeyrek final maçı ve Euroleague finalinin yanına bu seri eklenince  final oynayamadıkları görünüyor.  Nikola Mirotic   normal sezon mvpsi ancak final serisinde kaçak dövüşüyor. Carroll şut atmaktan çekiniyor. Pablo Laso ise  rotasyon hataları yapıyor bol bol.  Suarez'in ilk çeyreklerden sonra kenarda unutulması,  Draper'in kısıtlı süre alması (daha doğrusu verimli süre almaması), Begic'in bazen kenarda unutulması...  Ancak bu maçta Pascual'in 3 numaralardan yaptığı sert baskıyı son çeyrekte uygulatıp önlem alınmasını engellemesi karşısında seyirci kalması büyük hatalardı.  Barcelona cephesinden bakarsak  Oleson ve Wallace'dan aldıkları katkı  yaşadıkları sakatlık ve formsuzluk kabusunda büyük bir nefes aldırdı.  Özellikle Oleson'un savunmada verdiği katkının yanında  şutörlüğü konusunda güven duyulacak bir isim olması Pascual'in elini bayağı güçlendirdi bu maçta. Brad Oleson'un  şutörlük yeteneği genelde Saski Baskonia'da kullanılmayan bir seçenekti, Barcelona'da gün geçtikçe kendisini öne çıkartmasını sağlayacak gibi duruyor.


Maçın Yıldızı: Brad Oleson. Real Madrid kazansa idi Felipe Reyes'ten yana kullanacaktım hakkımı.  Bence bu maçın hem savunma hem de  hücum yönünde maçı takımlarına getiren oyuncuları onlardı. Bu derbiyi Brad Oleson kazandı.

Maçın hayal kırıklığı: Uzun süredir bu dalda  zirvelere oynayan Huertas ile finallerin kayıp adamı Carroll arasında kaldım burada. Ancak seçimim her ne kadar takımı kazansa da Marcelinho Huertas.

Maçın sürprizi benim açımdan değeri verilmemiş bir oyuncu.  Pascual'in genelde kullanamadığı  J.C. Wallace.  Maçın son dakikalarına damgasını vurdu deyim yerindeyse. Özellikle 3 sayılık isabetine  eklenen faulle  Real Madrid'in bütün gücünü emdi.

Maçın istatistik sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

11 Haziran 2013 Salı

MADRİD SON ÇEYREKTE ÇÖZDÜ

ACB Play-off final serisi ilk maçı  2. ve 3. çeyrekler itibariyle  Euroleague'deki Real Madrid-Olympiacos maçına benzerlikler gösteren bir  şekilde oynandı.  Belki Llull'un azmi olmasa benzer bir sonuçla da bitebilirdi.


İlk çeyrekte oyunu  istediği gibi yönlendiren Real Madrid ikinci çeyrekten itibaren Barcelona'nın bu sezondaki en  önemli savunma hamlesi karşısında  durdu. 3 numaralı oyuncuların savunma yönünde yaptıkları Barcelona için  çok önemli ve  Brad Oleson ile Ingles'in  skor katkısı olmasa bile savunma katkıları Barcelona için kritik nokta oluyor. Pete Mickeal'in sağlık sorunları olmasa 3 numaranın oyunun savunma yönüne etkisi gelecek yılın modası olabilirdi.  Kabul etmek gerekir ki Brad Oleson ile Ingles'in  Barcelona'ya katkısı Mickeal'in yaptığı katkının yakınına varmıyor. Buna rağmen iki oyuncu da faul problemine girene kadar tek seçeneğini  üç sayı çizgisinin gerisi olarak gören  Real Madrid'e karşı  iyi direndiler.

3 numaraların savunmasında  savruklaşan    Rodriguez, Fernandes ve Carroll üçlüsünün çözümü ise son çeyrekte Laso'dan geldi.  Llull'un üç numaraları faul problemine sokma gayreti işe yaradı ve  iki oyuncu da 4 faul aldıktan sonra  Madrid kısaları daha rahat oynamaya başladılar. Bu andan maçın sonuna kadar  Madrid kısalardan  çözüme gitmeye çalıştı, Barcelona ise Lorbek ve Tomic ile.  Sonucu ise 2.3 saniye kalan tartışmalı bir karar belirledi. Real Madrid belki o son 2.3 saniyede basket yemeyecekti, ama  bu yanlış karar Barcelona cephesini oldukça  tetiklemiştir.

76-72 Real Madrid üstünlüğü ile biten maçta  Llull'un ilk çeyrek sonunda attığı son saniye üçlüğü,  Rudy Fernandes'in  smaçları görülmeye değerdi.  Barcelona hücumunun en zayıf halkası olan Victor Sada'nın  ilk yarıyı 4/4 üç sayı isabeti ile bitirip ilk yarıda 15 sayıya ulaşması  da ilginç bir istatistikti.

Maçın son 2.3 saniyesindeki pozisyon sonrası  birbirine giren kenar yönetimleri ise bu seriye yakışmadı, ama  ayrı bir heyecanın taşınmasına sebebiyet verdiler önümüzdeki maçlara.


Maçın Yıldızı: Sergio Llull. Attığı 19 sayıdan dolayı değil. Barcelona'nın savunmasını yıktığı için.

Hayal Kırıklığı: Jaycee Carroll. Barcelona savunmasının baskısı nedeniyle  etkili olamadı. Takımının ihtiyacı varken  arka planda kalmayı tercih etti.

Fark yaratan: Barcelona benchi. 42 sayı  üreterek takımlarının  ivmeyi ele geçirmesini sağladılar. Farkın eriyip Barcelona lehine çift hanelere çıkmasını sağladılar.


9 Haziran 2013 Pazar

ACB PLAY-OFF FİNAL SERİSİ

 Normal sezonu lider bitiren Real  Madrid ile üçüncü bitiren Barcelona Regal arasında oynanacak.

Real Madrid finale çeyrek finalde Blusens Monbus'u 2-0 ile yarı finalde CAİ Zaragoza'yı ise 3-0 ile geçerek geldi. Barcelona ise çeyrek finalde Bilbao'yu 2-1 ile geçip yarı finalde Gran Canaria'yı 3-0 ile  geçti.





Sports TV'den naklen yayınlanacak serinin programı şöyle:

  • REAL MADRID-FCB REGAL
  • Pazar  913.40hTV





  • 2: R.MADRID-FCB REGAL    
  •   11 Salı      22.00hTV




  • 3: FCB REGAL-R.MADRID
  • Cuma 1423.00h TV    
     


Başlıyoruz...