19 Ocak 2012 Perşembe

UMUTSUZ GECENİN YILDIZI

 Anadolu Efes 68- Galatasaray 60


İki Türk takımının mücadelesi bize büyük bir zevk yaşatmalıydı ancak ben dün gece izlediğim Olympiacos yüzünden büyük bir umutsuzluğa düştüm. Sezon başından itibaren Galatasaray pota altında görülen zaafiyetin bu kadar uzun süre geçmesine rağmen bir türlü düzelmemesi, Efes'in iç dış dengesi denilen şeyden bihaber oyunu ve kolay dağılabilirliği...  Aradaki 8 sayı fark??? İşte onun adına kadro farkı deniliyor.  İddiamda geri adım atmıyorum.. Elit bir koçla final four oynayabilecek bir kadro Efes'inki. Pesic'in takımı üzerine kurduğu ve ona özel hücumlarla  beslettiği Savanovic kaos basketbolu içinde  bu kadar büyük bir performans sergiliyorsa  onu kullanabilecek bir koçla birlikte neler yapabilir düşünmek gerekir. 

Maçı genel itibari ile baştan sona değerlendirmek için çok fazla kelimeye gerek yok. Üçlük isabetleri ile farkı yakalayan Efes pota altından oynamayı unuttuğu sıralarda Galatasaray'In geri dönüş çabaları kaçan basit atışlarla son buluyordu. Üçüncü çeyreğe kadar böyle sürdü. Arada atılan  üçlükler ve orta mesafeli şutlarla skoru dengede tutan bir Efes vardı sahada.  Galatasaray ise pota altında yığılan Efes savunmasını açacak atışları yapamıyor ve pota altında basit atışlar kaçıyordu.  Galatasaray'ın iki sayılık isabet oranı 18/42. Bu atışların çoğu direk pota altından potaya bırakılan toplar.  Rakip pota altında bu kadar kötü olan kendi pota altında nasıldı sorusunun yanıtı ise Efes hanesinde yazılı 15 hücum ribaundu ile açıklanabilir. 

Üçüncü çeyrek ise Efes için pota altını yeniden hatırlamak anlamı taşıdı.  Barac'a dışardan Vujacic'den gelen katkı ile  Galatasaray'ın farkı  kapatma çabaları sonuçsuz kaldı. Bu süreçte Galatasaray adına ayakta duran tek isim Gordon da yorulunca  son çeyrek orta sahaların ortadan kalktığı bir futbol müsabakası gibi oldu.  Galatasaray'ın pota altından kaçırdığı şutlar gerçekten ilginçti. Buna karşın Efes'in bozulan dengeyi bir türlü sağlayamaması ve faul ile soluklanma istemi  bir koç faktörü idi sanırım.

Maçla ilgili en akılda kalıcı şey Savanovic'in performansı oldu. Neredeyse 16 sayının tamamını ilk çeyrekte attıktan sonra ribaund toplamaya yöneldi. Maçı da 17 ribaund ile bitirdi. Eğer 5 numara pozisyonunda oynayan yetenekli ama özel pozisyonlara ihtiyaç duyan oyuncular daha iyi beslenseydi ya da beslenirse bu performansı çok sık izleyebiliriz.

Ve Umutsuz Gece... Dün CSKA karşısındaki Olympiacos'u izlerken büyük bir şaşkınlık yaşadım. Çok çok büyük oynadılar. Ellerindeki tek yıldız Spanoulis. Avrupa'nın bu yılki en iyisi CSKA karşısında bu silahları durduğu halde takım oyununu çok iyi oynadılar. Bu akşam izlediğim kadro zaafiyeti çeken Galatasaray ile  koç sorunu ile boğuşan Efes'in Olympiacos karşısında işleri çok zor.  En kolay geçilebilecek ikinci idi Olympiacos.  Dusan Ivkovic'in  yıldızsız takımını ibretle izleyip bir gün sonra yıldızlarla donatılmış bir takımın bireyselliğe sığınışını izlemek gerçekten üzücü.

0 yorum:

Yorum Gönder