8 Aralık 2011 Perşembe

ERSAN'IN VEDASI

ANADOLU EFES  84-70 Emporio Armani Milano

Maç öncesi Scariolo'nu hatalarının Ufuk Sarıca'nın hatlarındna fazla olduğunu belirtip Efes'in bir adım önde olduğunu belirtmiştim.  Maçta da gördük ki tablo böyle.  İlk yarı biterken son topta üçlük atması için Scariolo tarafından oyuna alınan isim Drew Nicholas'dı.  O ana kadar Nicholas'ın şut isabeti yoktu, zaten maçı da iki sayı ile bitirdi(1/7).  Ufuk Sarıca da meslektaşının altında kalmamaya çalıştı ama başaramadı.  Ermal gibi bir uzun  kolay faul almasına rağmen kolay faul aldırır. Bourousis'in karşısında daha erken denense idi eminim Bourousis'in faul sayısı 2'de kalmazdı.

Maçta koç farkı yok sayılırdı ama muhteşem oyuncu performansları izledik. Yavaş yavaş ritmini bulan bir Sinan Güler var ki sahada takip etmek zordu.  Denediği ilk şutu kaçırdıktan sonra 5/5 iki sayı, 1/1 üç sayı isabeti buldu. Kullandığı tek faul atışını da sayıya çevirdi. Bunları Milano'nun geri dönme denemelerine yanıt olarak yapması başka bir önemli noktaydı.

Ersan için maç farklı bir anlam taşıyordu, Efes forması ile bu yılki son maçıydı.. Belki ilerde tekrar aynı formayı giyer, belli mi olur?  Maçın son anlarındaki savunma katkısını es geçmeyerek o dört bloğa dönmek gerek.  Alışık olmadığımız bir durumdu ve son maça saklanmıştı anlaşılan.. Alışıp da özlemini duymayalım diye...

Neredeyse her attığımızın girdiği akşamda Cenk Akyol'un tek kaçan atışının faul çizgisinden olduğunu yazmak bile garip bir şey ama gerçek. Bunu yazaqcağım aklıma gelmezdi ama kritik anlarda attığı 12 sayı   son kozlarını oynayan Milano karşısında çok önemliydi.


Esteban Batista ise uzun süreler aldığında neler yapabileceğini bir kez daha gösterdi, yalnız havada süzülüşü bile izlenmeye değer.  Avrupa'nın en kıvrak uzunu desek yanlış olmaz sanırım.

Efes için aslında kilit bir maçtı ama karşıdaki rakip Efes'i tahlil etmek için yeterli değildi. Milano hakkındaki düşüncelerimi  5 ay önce itü sözlük'de yazmıştım..


doping nedeniyle ülkesinden kaçmış bourousis ve obradovic olmasa bir hiç olan drew nicholas transferleri ile bir şey elde edemeyecek takımdır. fotsis ve omar cook transferleri ise fena değil düzeyinde. her ne kadar omar cook geçtiğimiz yıl iyi görüntü çizmiş olsa da pesic'in sihirli elleri de bir etkendi bunda. real madrid ile oynanan final four bileti maçında ise çok feci dökülmüştü. zor anlarda kötü sinyaller vermişti. fotsis ise avrupa'da her takımın kadroda görmek isteyebileceği bir oyuncu, çok iyi bir transfer. barcelona'nın elinden kapılması da anlamlı. scariolo'nun geçtiğimiz yıl bc khimki takımını rezil edişini hatırlayınca insan daha fazla seviniyor ülkemiz adına. anadolu efes'in rakiplerinden biri armani ve yaptıkları flaş görünümlü transferlerle ses getirseler de top 16 kendileri için başarılı bir sonuç olacaktır.

 Efes Top 16'yı garantileyen ilk takımımız oldu, diğer takımlarımızdan da aynı başarıyı bekliyoruz.  Efes idarecilerinden de Final Four hedefi için bir şeyler yapmalarını..

Değinmeden geçmek istemiyorum; Murat Kosova takdir ettiğim bir spikerdir ancak Drew Nciholas'ı Avrupa'nın en iyi şutörlerinden olarak  nitelendirmesi kendisine yakışmadı.

0 yorum:

Yorum Gönder